Öncelikle bu yazıyı yazmamda fazlası ile emekleri olan Sayın İsam Eren, ve sayın Macit Karadaban’a teşekkürlerimi bir borç bilirim. Sevgili dostlar bugün ara ara duayen yöneticiler ile yaptığım yüksek enflasyon sohbetlerini ve onlardan öğrendiklerimi birazda kendi birikimlerimi katarak yazmaya çalışacağım. Yukarıda behsettiğim bu değerli yöneticiler 1993-2003 yılları arasındaki enflasyonu iliklerine kadar hissetmiş bilfiil bedel ödemiş
Günaydın dostlar. Öncelikle iyi pazarlar. Gelelim günün konusuna “KRİZ” Deprem sonrası deprem bölgelerinde bir çok sektörde bir takım krizler baş gösterdi. Aslında krizler doğruyu söyleyen dostlardır. Duymasını bilene, anlayana, ders çıkarana yardım eder. Görmezden gelenlere, acı tecrübeler yaşatır. Genelde gözlemlediğim deprem sonrası bir çok şirketin umutsuzluğa kapılması ve beraberinde gelen garip bir rehavet havası. Krizlerde,
Merhaba dostlar. Bugün şirket egolarından bahsedeceğim. Özelliklede sektöründe lider şirketlerin egolarından. Lider şirketlerin önlerindeki tehlikelerden biri , risk almak diğeride risk alamamaktır. Bana göre risk almamak lider şirket için daha büyük bir tehlikedir. Tabi bunda karar vericinin vizyonunun, gelir miktarının, yaşının ve risk alabilme potansiyelinin de etkisi büyüktür. Ama Yatırım yapmak (Kapasite arttırımı, maliyet azaltımı
Sevgili arkadaşlarım son günlerde tarafıma fazlaca CV gönderiyorsunuz eyvallah teşekkürler. Fakat rica ediyorum başka iş yerinde halihazırda çalışan kişilerin CV lerini göndermeyin. Bana etik dışı geliyor. Üst düzey yönetici adaylarında aradığım öncelik karekter sadakat ve bilgidir. Fakat bilgi ve bilginin stratejik planlaması karakter ve sadakatten sonra gelir. Kendi firmamda asla başka bir firmada çalışırken bana
Sevgili dostlar bugün korkularımdan biri olan rehavet üzerine yazmak istedim. Çünkü lider şirketlerin önemli sorunlarından biri rehavettir. Hatta lider olmaya bile gerek yok işler yolunda giderken bile rehavet tehlikelidir. Lider firma olunca rekabetin yerini rehavetin alması firma için tehlike çanlarını işaret eder. Daha doğrusu liderleri rehavete sürükleyebilir. Eğer bu şirketlerde çalışıyorsanız bu tuzağa düşmeniz çok
Babam Müslüman annem Hristiyan idi. Bizim evde ”yalan söylemeyeceksin, çalmayacaksın, vicdanını temiz tutacaksın, insanlara yardım edeceksin” Bunlar konuşulurdu; işte bunlar bizim dinimiz oldu. ” Yıldız Kenter ” Saygıyla Güzel kadın
İşletme içi iletişimde iletişimsizlilk Sevgili dostlar TDTK nun iletişim tanımı ile konuya girelim. İletişim, bir kanal ile alıcı arasındaki bilgi alışverişidir. İlginç olan ise iletişim kelimesi TDTK nun literatürüne 1970 yılında girmiş ve 1972 yılından itibaren kullanılmaya başlanmış. ( Alıntı Can Cüceloğlu) 1972 yılına kadar hangi sözcükle ifade edeceklerini bilemiyorlarmış. Şundan eminim ki günümüzde
Sevgili dostlar bugün farklı bir konudan bahsedeceğim aslında uzmanı olmadığım bir konudan 🙂 Biraz da hayatın iniş çıkışlarının bugünlerde üzerimdeki melankolik etkileri diyelim. Sonuçta bizler daha iyi yaşayabilmek ve kimseye muhtaç olmamak için çalışıyoruz. Fakat yaşamak için çalışmak yerine çalışmak için yaşadığımızda ise, hayat anlamsızlaşıyor ve acı olanı bunu farkedemiyoruz. Sürekli koşturduğumuzda, manzarayı kaçırıyoruz. Hatta
Selam Dostlar, Bu yazıyı yazmamdaki ana sebep, son bir yılda büyüme sürecine giren birçok şirketin ayakta kalamaması ve batması olmuştur. Bilindiği üzere her yıl irili ufaklı birçok şirket açılmakta ve kapanmaktadır. Fakat kapanan her Şirket’te süreç genellikle şöyle seyretmektedir. Şirket önce büyük sıkıntılarla karşılaşmakta çözemeyince de tamamen operasyonlarını durdurmaktadır. Bu durumda